27 Kasım 2025 Perşembe
DOLAR 42.44 ₺
EURO 49.33 ₺
STERLIN 56.32 ₺
G.ALTIN 5,672.64 ₺
BİLEZİK 5,273.33 ₺
BTC 90,716.90 $
ETH 3,037.71 $
BİST 0.00

    SERKAN TİYANŞAN

    SERKAN TİYANŞAN

    HAFIZANIN UNUTMAYI ÖĞRENEMEDİĞİ KENT FOÇA

    Yayınlama: 20 Kasım 2025 Perşembe 05:13

    Haber Resmi

    FOÇAGÜNDEM - Bir kentin kaderi, onu yönetenlerden önce, onunla yaşayanların karakterinde saklıdır.

    Foça, binlerce yıldır bu kuralın istisnası olamadı.

    Antik taşların sessizliğinde bile bir şey anlatır bu topraklar:

    İktidar geçicidir, ama izler kalır.

    Bugün Foça’nın sokaklarında yürüyen her adım, aslında bir sürekliliğin yankısıdır.

    Burada siyaset, sadece yönetim değil; psikoloji, sosyoloji, tarih ve hatta arkeolojidir.

    Çünkü bu kent, kazıldıkça geçmişi değil, bugünü anlatır.

    Her taşın altında bir seçim, her duvarın gölgesinde bir unutulmuş vaat vardır.

     

    Foça’nın en büyük ironisi şudur:

    Kendini hep “korumak” üzerine kurmuş bir toplum, yıllar içinde “değişim” korkusuyla kendi yenilenme şansını da gömmüştür.

    Bu bir kentsel patoloji, bir politik travmadır.

    Bir zamanlar Ege’nin incisi olan bu topraklar, artık bir zihinsel “koruma alanı”na dönüştü.

     

    Herkes konuşuyor ama kimse duymuyor; çünkü herkes kendi yankısını dinliyor.

    Burada iktidar değişir, ama dil değişmez.

     

    Yeni gelen, eskiyi eleştirirken; bir süre sonra eskiye dönüşür.

    Bu döngü sadece siyasal değil, ahlaki bir kısırdöngüdür.

    Çünkü Foça’da yönetenin vicdanı, yönetenin partisine değil, toplumun hafızasına bağlıdır.

    O hafıza ise affetmez, sadece erteler.

    Foça, o hafızayı kaybederse, geriye yalnızca taş duvarlar ve sahte vaatler kalır.

    Bu yüzden mesele artık “kimin yönettiği” değil; “nasıl yönetildiği”dir.

    Foça’nın bugünkü hali, bir toplumsal laboratuvardır aslında.

    Burada psikolog, seçmenin davranışını; sosyolog, kimliklerin çatışmasını; tarihçi, tekrar eden hataları; stratejist ise fırsata dönüşen duyguları gözlemler.

    Her seçim, bir yüzleşme provasıdır.

    Ama kimse sahneye çıkmaz; herkes perde arkasında, alkış bekler.

    Kurtarıcı beklemek, tarih boyunca toplumların en tatlı yanılsamasıdır.

    Oysa kurtuluş, kurtarıcıdan değil, sorgulayan bireyden doğar.

    Foça, bunu anlayabildiği gün, sadece sahillerini değil, ruhunu da temizleyecek.

    Kentin bugünkü yorgunluğu, denizinden değil, zihninden geliyor.

    Çünkü yıllardır yönetenler değişti, ama yöntem değişmedi.

    Kendini eleştiremeyen bir toplum, kendi tarihini cezalandırır.

    Foça’nın en büyük riski de budur:

    Tarihini müzede sergilerken, geleceğini ihmal etmek.

    Bir filozof için Foça, iktidarın insan üzerindeki psikolojik etkisini gözlemlemek için yaşayan bir deney alanıdır.

    Bir tarihçi için, tekrarlanan umutların ve hayal kırıklıklarının kroniğidir.

    Bir sosyolog için, aidiyetin, gelenekle modernlik arasına sıkıştığı örnek vakadır.

    Bir diplomat için, uzlaşı yeteneğini kaybetmiş küçük bir Cumhuriyet modelidir.

    Ve bir stratejist için…

    Foça, her zaman bir “öğrenilmeyen dersin” sahnesidir.

    Bir gün bu kent, “kim kazandı?” sorusunu değil, “kim doğru davrandı?” sorusunu sormaya başlarsa;

    İşte o zaman gerçekten yönetilmeye değil, yön vermeye başlar.

    Çünkü unutma dostum:

    Foça’nın kurtuluşu bir seçimde değil, vicdanın sandığında gizli.

    Ve o sandık, yalnızca içe dönük bir toplumun değil, kendi geçmişiyle barışabilen bir insanlığın umududur.

    Bir filozofun sözüyle bitireyim:

    “İktidar, insanın ahlakını ölçen en keskin terazidir.”

    SERKAN TİYANŞAN  I  www.instagram.com/tiyansan_serkan