19 Aralık 2025 Cuma
DOLAR 42.81 ₺
EURO 50.18 ₺
STERLIN 57.28 ₺
G.ALTIN 5,955.80 ₺
BİLEZİK 5,477.83 ₺
BTC 85,109.41 $
ETH 2,813.23 $
BİST 0.00

    SERKAN TİYANŞAN

    SERKAN TİYANŞAN

    GİDENİN AYAĞINA YAPIŞAN TOPRAK

    Yayınlama: 18 Aralık 2025 Perşembe 14:55

    Haber Resmi

    Terk ettik de ne oldu? Sahi, ne kazandık?

    Foça’nın kapıları tokmaklıdır; çekip gidersin ama kapı senden vazgeçmez. İnsan bazen bir kapıyı değil, kendini kapatır ardında. Giderken beden önden yürür, ruh arkada oyalanır. Ayakların ileri gider, kalbin geri geri.

    Foça’dan gidiş de böyledir.

    Kaçışa benzer ama cesaret sanılır.

    Sonra zaman gelir, anlarız: Kaçtığımız yer değil, kendimizmişiz.

    Foça evleri bunu bilir. Taş duvarlar, insanın yüzünden daha çok şey hatırlar. Avlular susar ama unutmaz. Rüzgâr, dar sokaklarda sadece esmez; geçmişi taşır. Her dönüşte, seni tanımayan bir yabancı gibi bakar evler. Çünkü sen değişmişsindir. Onlar değil.

    İnsan baba evinden bir kere çıktı mı, artık misafirdir. Anahtar cebindedir ama kapı tanımaz. Evin içi bekler ama sahiplenmez.

    Odalar “hoş geldin” demez; “nerelerdeydin” der.

    Bu soru ağırdır. Cevabı yoktur.

    Foça’da evler soru sorar, şehirler oyalayıcı cevaplar verir. Zaman geçer. Hayat dediğimiz şey araya girer. Meşguliyetler olur. Adı güzel, yükü ağır işler. Çocuklar doğar, büyür. Sevinçler olur ama sevinçler de yorulur. Araya hastalık girer. Sonra ölüm. Kimi duygular kabuk bağlar; kimi hayaller yuvasından düşer. Foça uzakta kalır ama içimizde eksik bir yer olarak durur. Bir gün babanın gittiğini öğrenirsin. O an, şehir durur ama Foça’da bir taş yerinden oynar. Gidersin. Eskiden onun oturduğu yere oturursun. Oturmak aynı, his başka. Avludaki incir ağacına bakarsın; sanki başkasının ağacı. Oysa senindir. Ama sahiplik, hatıra bitince anlamını yitirir.

    Baba evi garip bir yerdir: Ne yerlisin ne yabancı. Biraz emanetçi, biraz yetim. Foça’da baba evleri annelerle ayakta kalır. Anne varsa, ev konuşur. Tencere kaynar ama asıl kaynayan hafızadır. Perdeler yerini bilir, sandıklar sırrını korur. Anne, görünmeyen bir düzeni ihanet etmeden sürdürür. Baba gitmiş olsa bile, onun yokluğunu evden kovar. Bu büyük bir maharettir. Sessizdir. Gösterişsizdir. Ama gerçektir. Kapıyı annen açıyorsa, dünyanın en zengin insanısın. Bunu banka hesapları anlamaz. Büyük şehirler hiç anlamaz.

    Foça anlar.

    Çünkü Foça’da zenginlik, kapının açılış biçimidir. Sesinde telaş yoksa, gözünde bekleyiş varsa, işte orası servettir. Sonra o gün gelir. Kapıyı kendi anahtarınla açarsın. Ev susar. Eşyalar konuşmaz. Köşeler karanlıktır ama karanlık bile soğuktur artık. “Ev sahibi” çekip gitmiştir. O an anlarsın: Ev, duvarlardan ibaret değildir. Ev, seni karşılayandır. Karşılayan yoksa, her yer geçicidir. Bir süre daha gidersin gelirsin. Sonra gitmeler seyrekleşir. Hatıralar ağırlaşır. Hayat dediğimiz şey, yavaş yavaş bir anı koleksiyonuna dönüşür.

    Foça ise durur. Bekler.

    Seni değil; senden geriye kalanı. Şimdi dönüp bakınca soruyu yeniden soruyorum: Terk ettik de ne oldu? Büyük şehirler bize ne verdi?

    Daha hızlı günler, daha yorgun geceler. Daha çok tanıdık, daha az dost. Daha çok bina, daha az gökyüzü. Foça’da gökyüzü insana yakındır. Bakınca bir şey ister: Sadakat. Şimdiki aklım olsaydı… Gelecek uğruna bugünü bu kadar hoyratça harcamazdım. Daha çok otururdum avluda. Daha uzun susardım. Annemin açtığı kapıdan daha yavaş girerdim. Babamın oturduğu yere daha erken otururdum. Çünkü bazı şeyler geç kalınca telafi olmuyor.

    Foça bunu acıtmadan öğretir. Ama öğretir. Bu bir nostalji yazısı değil.

    Bu bir hesaplaşma. Kendimizle. Gidişlerimizle. Seçtiklerimizle.

    Foça hâlâ orada. Evler hâlâ ayakta.

    Ama biz, eskisi kadar yerinde miyiz, ondan emin değilim. Toprak insanın ayağına yapışır derler. Doğru.

    Ama bazı topraklar kalbe yapışır. Foça gibi. Giden çok. Dönen az.

    Ama kapılar hâlâ tokmaklı. Belki bir gün… Çekip gitmek yerine, çekip kalmayı seçeriz.

    SERKAN TİYANŞAN  I  18.12 2025