Haber Resmi

Nasıl olduğumu soranlara artık tek bir cevap veriyorum:

Memleketim Gibiyim !

Çünkü insan dediğin, kendi içine baktığında bir ülkenin topografyasını görüyorsa, artık yabancılaşmış değildir; kendi kaderini kendi haritasında okuyabilen olgun bir ruha dönüşmüştür.

Ben memleketim gibiyim…

Çünkü içimde her bilim dalının yazdığı ayrı bir iklim dolaşıyor.

Doğa bilimlerinin profesörü gibi düşünüyorum:

İçimde kırılgan fay hatları var, ama her depremden sonra toprağım daha verimli oluyor. Rüzgârlarım sert, yağmurlarım ani; ama her fırtınanın ardından kendime doğru daha gür bir nehir akıyor.

Mühendislik bilimlerinin profesörü gibi planlıyım:

Bazen çöken köprülerim var; bazen yük taşıyamayan kolonlarım. Ama ustalığım, her yıkıntıdan sonra taşıyamadığı yükü tanıyan bir ustanın tevazusu… Ne eksilsem yeniden hesaba oturuyor, yeni bir statik kuruyorum.

Sosyal bilimlerin profesörü gibi toplumsalım:

İçimde kalabalık bir halk yaşıyor. Kırgınlıklarla kurulmuş köyler, umutla dolu şehirler… Her duygu bir kültür, her yara bir tarih. Beni kim anlıyorsa vatandaşım oluyor; kim dokunuyorsa geleneğim.

Beşeri bilimlerin profesörü gibi insan kokuyorum:

Sözlerimde eski medeniyetlerin kum taneleri var. Her adımımda geçmişten bir alfabe sürükleniyor. İnsan yüzlerinde tarihin gölgelerini görüyorum, seslerde zamanın ritmini.

Sağlık bilimlerinin profesörü gibi ölçülüyüm:

Ruhumun tansiyonunu, kalbimin nabzını biliyorum. İçimde iyileşmeyi bekleyen yaralar var; ama aynı anda kendi özümde bir ilacın molekülü kadar umut taşıyorum.

Matematik ve mantık bilimlerinin profesörü gibi tutarlıyım:

Kaosun içindeki simetriyi görürüm. Hatalı çıkarımlarım olsa da içimde hiç çözülemeyen bir denklem gibi yaşarım - çünkü bazen çözümü olmayan sorular bizi hayatta tutar.

Bilişim ve teknoloji bilimlerinin profesörü gibi yenilikçiyim:

Ruhumda veri akıyor; hatıralarımı bulutlara yedekliyorum, kayıplarımı gizli klasörlerde saklıyorum. Güncellemeye ihtiyaç duyduğumda bir gecede yeni bir sürümle uyanıyorum.

Ekonomi ve yönetim bilimlerinin profesörü gibi gerçekçiyim:

İçimde kaynakları sınırlı bir ülke var. Umut enflasyonunu kontrol ediyor, kaygı bütçesini kısmaya çalışıyorum. Bazen de hiçbir tedbir almadan, sadece gönül yatırımına güveniyorum.

Tarım ve doğa kaynaklarının profesörü gibi sabırlıyım:

Toprağa hem tohum hem dua ekiyorum. Gecikmiş hasatlarda bile isyan etmem; çünkü bazı meyveler geç olgunlaşır, ama tadı uzun sürer.

Modern bilimler, dijital sanatlar, kavramsal alanlar, hiçbir kategoriye sığmayan ara disiplinler…

Hepsi içimde konuşuyor.

Ben, kendi ülkesini içinde taşıyan bir insanım.

O yüzden nasıl olduğumu sorduklarında, artık uzun uzun anlatamıyorum.

Bir tek şu geliyor dudaklarıma:

“Memleketim gibiyim.

Bir yanımda dağların sabrı,

Bir yanımda ovaların teslimiyeti,

Bir yanımda şehirlerin karmaşası…

Ama hepsinin altında aynı kadim ruh:

Yıkılsa da yeniden kurulan bir vatan.”

Ve belki de en çok şunu bilsinler istiyorum:

Ben iyi olduğumu söylediğimde, kimse gerçeği anlamıyor.

Ama memleketim gibiyim dediğimde, herkes kendi yüreğinde bir harita açıyor.

İşte o anda beni en doğru şekilde görüyorlar.

Çünkü insan, kendi içindeki memleketin sesini duyabildiği gün tam anlamıyla “kendisi” olur.

SERKAN TİYANŞAN  I  23.11.2025      www.instagram.com/tiyansan_serkan