
Geçtiğimiz günlerde (23.11.205) tarihinde "FIÇI, İŞÇİMENLER VE TUGAY ŞEYTAN ÜÇGENİ" başlıklı bir köşe yazısı yayınlamıştım.Okumayanlara ve okumayı arzu edenlere hemen link vereyim : https://www.focagundem.com.tr/fici-iscimenler-tugay-seytan-ucgeni-m23.html
Foça... Eşsiz doğası, tarihi derinliği ve masmavi deniziyle Ege'nin incisi. Ancak son dönemde Foça'nın gündemini, 215 hektarlık devasa bir alanın, zeytinlikler ve orman parselleri dahil, imara açılması girişimi meşgul etti. Bu karar, doğa savunucularını, çevrecileri ve sağduyulu her vatandaşı derinden yaralarken, sevindirici bir gelişmeyle de karşılaştık: Bakanlık itirazı ile kararın durdurulması ve nihayetinde iptal edilmesi.
Peki, bu süreç bize ne anlatıyor? Bu zafer sevinci, asıl büyük sorunu göz ardı etmemizi sağlamamalı.
Foça'daki bu 215 hektarlık alan, sadece boş bir arsa yığını değil. Burası, yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarının gölgesinde bir yaşam alanı, bölgenin ekolojik dengesinin kilit taşı ve en önemlisi, Anayasa ile güvence altına alınmış bir doğal miras.
İlk başta, yerel yönetimler eliyle bir imar planı değişikliği yapıldı. Bu değişiklik, "gelişim" ve "yatırım" gibi cazip kelimelerle sunulsa da, arka planda yatan gerçek, doğal alanların betona kurban edilmesi riskidir. Özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı'nın izni olmadan orman parselinin de imara açılması girişimi, sürecin ne kadar aceleci ve hukuku zorlayıcı bir şekilde ilerlediğini gözler önüne serdi.
Bir imar planının, mevcut yasal düzenlemeleri ve kamu yararını hiçe sayarak bu denli büyük bir alanda doğayı yok etme potansiyeli taşıması, Türkiye'deki planlama ve şehircilik anlayışının geldiği tehlikeli noktayı gösteriyor.
Neyse ki bu süreçte, merkezi idarenin, yani Tarım ve Orman Bakanlığı'nın devreye girmesi ve planlara itiraz etmesi ile önemli bir hukuki fren mekanizması işletildi. Bu itiraz, yerel yönetim encümen kararıyla planların iptal edilmesi sonucunu doğurdu.
Bu durum, bizlere şu kritik gerçeği hatırlatıyor: Doğa savunması, sadece yerel aktivistlerin omuzlarına yüklenemez; merkezi otoritelerin ve hukukun da aktif koruyucu rol oynaması şarttır.
Ancak, her ne kadar sonuç olumlu olsa da, bu türden planların hazırlanma aşamasında yeterli hassasiyetin gösterilmemesi ve nihai kararın bir itiraz mekanizması ile durdurulması gerekliliği, sistemdeki aksaklığı vurguluyor. Kamu yararı ve şehircilik ilkeleri, planlar ilk hazırlandığında zaten öncelikli olmalı, sonradan "kurtarılmayı" beklememeli.
Foça'daki bu mücadele, sadece Foça'yı değil, Türkiye'nin dört bir yanındaki zeytinlik alanların kutsallığını ve korunma ihtiyacını da simgeliyor. Zeytinlikler, sadece ekonomik bir değer değil, aynı zamanda ekolojik bir anıt, kültürel bir miras ve yüzlerce canlının yaşam kaynağıdır. Zeytincilik Kanunu ile koruma altına alınmış bu alanların, imar rantına kurban edilmesi asla kabul edilemez.
215 hektarlık yeşil alanın kurtarılması, betonlaşma baskısı altındaki diğer tüm coğrafyalara da umut ve direnç aşılamıştır. Bu olay, çevre duyarlılığı ve hukukun üstünlüğünün, rant hırsına karşı en güçlü kalkan olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Bu zafer, bir soluklanma noktasıdır, bir son değil. Çünkü rant baskısı hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmaz.
Foça örneği, bize üç temel ders veriyor:
Hukukun Gücü: Çevre savunmasında hukuki süreçlerin ve merkezi otoritelerin denetiminin ne denli hayati olduğu.
Toplumsal Denge: Yerel yönetimlerin kararlarının, merkezi denetim ve sivil toplum baskısıyla dengelenmesi gerekliliği.
Kalıcı Koruma: En değerli mirasımız olan doğayı, geçici ekonomik çıkarlar uğruna feda etme eğilimine karşı daima tetikte ve örgütlü olmalıyız.
Foça'nın zeytinlikleri şimdilik güvende. Bu, sadece bir başlangıç. Gelecek nesillere nefes alan bir Foça bırakmak, hepimizin boynunun borcu.
Rant mı, Hayat mı? Cevabımız net: Hayat ve Doğa!
Haydi sağlıcakla kalın
FOK BABA I 29.11.2025 focafokbaba@gmail.com
* Yukarıda yayınlanan makalede/haberde benimsenen görüşler yazarının sorumluluğundadır ve benimsenen görüşler FOÇA GÜNDEM'in yaklaşımını göstermez.Kaynak gösterilse dahi izin alınmadan başka bir yayın organında yayınlanamaz, alıntı yapılamaz.